FileServe

5 Haziran 2008 Perşembe

TÜRKİYE BAĞCILIĞI

Bağcılığın Durumu ve Önemi


Ülkemiz bağcılık için en uygun iklim şartlarına sahiptir. Bu nedenle asma yetiştiriciliği yüzyıllardan beri yapılmaktadır.
Asma hemen her toprakta yetişir. Az sulamayla yetinmesi, yamaç arazileri de değerlendirmesi tercih edilmesini sağlamıştır. Ayrıca üzümün birçok değerlendirme şeklinin olması da dünya üzerinde en fazla üretilen meyve olmasına yol açmıştır.
Bağ yetiştiren ülkeler içinde Türkiye 1999 yılı verilerine göre 560.000 ha bağ alanı ile dördüncü, 3.650.000 ton yaş üzüm üretimi ile de beşinci sırada yer almıştır. Üzüm üretiminin tüm meyve üretimimiz içindeki payı %30.7’dir.
Üzüm sofralık, şaraplık, kurutmalık olarak üç şekilde değerlendirilir. Bunun yanında pekmez, pestil, köfter, sucuk, ezme gibi değerlendirme yolları da vardır.
Ülkemizde üretilen üzümün 2.235.000 tonu çekirdekli, 1.365.000 tonu çekirdeksizdir. Toplam üretimin %35.4’ü sofralık, %41.7’si kurutmalık, %5.5’i şaraplık olarak , %8.8’i çeşitli gıda ürünleri elde etmek amacıyla kullanılmaktadır.
Ülkemizde yer alan 9 tarım bölgesi içinde hem alan, hem de üretim yönünden Ege Bölgesi birinci sırada gelmektedir. Sadece bu bölgemiz bağ alanlarının %28.5’ine, üzüm üretiminin % 45.6’sına sahiptir. Modern bağcılık tekniği sayesinde dekara ortalama verim 1.000 kg’ın üzerine çıkmıştır. Son yıllarda tesis edilen bağlarda telli terbiye sistemleri kullanılmaktadır. Bölgede kurutmalık üzüm yetiştiriciliği yapılmakta olup, %90 oranında yuvarlak çekirdeksiz üzüm çeşidi üretilmektedir.
Bağ alanı ve üretim açısından ikinci sırada gelen Akdeniz Bölgesi erkenci üzüm yetiştiriciliği açısından önemlidir.Örtü altı bağ yetiştiriciliği son yıllarda artmıştır. Yalova İncisi ve Trakya İlkeren çeşitleri ile artık Mayıs ayı sonunda ilk turfanda ürün alınabilmektedir. Akdeniz Bölgesi’nde yayla bağcılığı konusunda da gelişmeler vardır.
Marmara Bölgesi’nin Trakya kesiminde şaraplık, Anadolu tarafında ise orta mevsim ve geç mevsimde olgunlaşan sofralık üzüm çeşitleri yetiştirilmektedir. Tekirdağ ve Edirne’de şaraplık üzüm üretimi çok yaygındır, ürünleri ise Tekel ve özel sektöre ait şarap fabrikalarında değerlendirilmektedir.
Ülkemizin diğer bölgelerinde de standart üzüm çeşitlerine ait bağlar bulunmaktadır. Güney Doğu Anadolu Projesi (GAP)’nin tamamlanması ile çalışmaya başlanmasından sonra Güney Doğu Anadolu Bölgemizde bağcılık daha önemli hale gelecektir.
Bağcılıkta filokseranın tahribatı nedeniyle aşılı-köklü fidan kullanmak zorunlu olmaktadır. 1998 yılı verilerine göre bir yılda üretilen fidan sayısı 2.7 milyonu aşılı, 1.25 milyonu aşısız Amerikan asma fidanı olmak üzere 4 milyon adettir. Bu rakamın yoğun tarım dallarından olan bağcılığın geliştirilmesi için artırılması gerekmektedir.
Türkiye bağlarının %80’i goble ya da mahalli terbiye sistemlerine göre kurulmuş bağlardır. Yüksek terbiye sistemleri daha çok Ege Bölgesi’nde yoğunlaşmıştır. Türkiye genelinde son yıllarda tesis edilen bağlarda telli terbiye sistemleri kullanılmaya başlanmıştır.
Bağcılık özel bilgi ve beceri isteyen tarım koludur. Bakım işlerinin zamanında uygulanması çok önemlidir. Hastalık ve zararlılarla mücadele mutlaka yapılmalıdır. Ancak zamansız ve gereksiz ilaç kullanımı doğal dengeyi bozar, insan sağlığına zarar verir, üründe kalite ve verim kayıplarına yol açar. Yanlış yapılan ilaçlı mücadele sonucu kuru üzüm ve şarap ihracatında, ayrıca yurt içi tüketimde, meyvedeki ilaç kalıntıları nedeniyle sıkıntı yaşanacaktır.
Ülkemizde üzümler çeşit ve ekolojiye göre Haziran başı ile Kasım ayı sonuna kadar olan periyotta hasat edilmektedir. Hasat zamanı ve şekli çeşidin sofralık, şaraplık ya da kurutmalık oluşuna göre değişir. Pazar isteklerine, tatlanma durumuna, salkım sapı ve iskeletinin rengine göre hasada başlanır. Ambalajlama özellikle sofralık üzümlerde önem taşır. Standartlara uyulmalıdır. Ülkemizde yıllık ortalama 5.000 ton civarında üzüm soğuk hava depolarında depolanmaktadır. Üretilen yaş üzümün 1/3’ü kurutmalık olarak değerlendirilmektedir. Ülkemiz bu yönden dünyada ilk sırada yer almaktadır.
Ülkemiz Uluslararası piyasada çekirdeksiz kuru üzüm ticaretiyle tanınmaktadır. Üzüm ihracatının %87 ila 91’i kuru üzümden oluşur. Sofralık üzüm ihracatımızın oranı %3.3’tür. Erkenci üzüm çeşitlerinin yaygınlaşmasıyla bu rakamın artması beklenmektedir.
Türkiye bağlarının büyük bölümünde (%80), mekanizasyona elverişli olmayan terbiye şekli kullanılmaktadır. Oysa insan iş gücünün azalması mekanizasyonun artması gerekmektedir. Bunun için geleneksel terbiye şekli olan Goble vb. sistemlerden hızla yüksek telli sistem bağcılığa geçilmelidir.
Bağcılık gelir açısından önemli tarım kollarından biridir. Tabii olarak bu sektörü üzüm üreten işletmeler oluşturmaktadır. Bu işletmelerden 2,5 milyon kişi gelir sağlamaktadır. Ülkemizde bağcılık genellikle küçük işletmelerde yapılmaktadır. Küçük alanlarda yapılan bağcılık büyük alanlar üzerinde yapılırsa karlılık artar.
Dünya şarap üretiminde ve ticaretinde Türkiye’nin payı % 0.11 ile son derece küçüktür. İhraç edilen şaraplar çok az miktarda şişelenmiş olarak, daha büyük miktarda ise dökme olarak satılmaktadır.
Üzümün diğer değerlendirme ürünleri pekmez, sucuk, reçel, köfter, bastık, samsa, pestil vb. iç pazarda tüketilmektedir.
Bağcılık dünyanın en uygun iklim kuşağında yer alan ülkemiz için vazgeçilmez tarım kollarından biridir. Ülkemiz bağcılığını geliştirmek için modern bağcılık tekniklerini kullanmak, üretim-pazarlama zincirini sağlamak gerekmektedir.

Hiç yorum yok: